13 Ağustos 2012 Pazartesi

evlilikte güç savaşı

Neden insanlar evlenmek veya sevgili olmak için bu kadar çok çabalarken, kavga etmek için de bir o kadar çabalarlar.
Genelde evlilik ülkemizde bir senfoni şekilde oluşmaktadır. Ailelerin dahil olduğu, geniş katılımlı ve törenli… Fakat bu kadar anlam yüklenen bir durum değişikliği, neden zorlu ve çetrefilli olarak geçer. Teorik kısımları bir kenara bırakıp nedenleri ve çözümlerine odaklanalım.
Çiftlerin kendi geliştirdiği evlilik yürütme tarzları ve bekarlıktan getirdikleri bakış açıları evlilikte duruşlarının ilk zamanlarının temel nedenidir. Bu duruşlar, taviz vermemek, otoriter olmak, kendisi ve ailesi odaklı evlilik sürdürmek,her konuda fikir beyan etmek, kontrol etmek,kendi mutluluğu odaklı düşünmek vb.gibi. genelde kendi bakış açısıyla hareket eden taraf, beklentisi gerçekleşmediğinde ani tepkiler ve mutsuzluklar yaşar. Burada unutulmaması gereken şey, sizin ne kadar mutlu olma ve ön planda olma hakkınız ve talebiniz var ise eşinizin de bu hakka sahip olduğudur. Empati bu anlamda karşıdakini dikkate almak ve beklentisini fark etmektir.
ESKİDEN BÖYLE DEĞİLDİ
Evliliğin başında eşlerden biri düzelir veya değişir veya sevginin yoğunluğu nedeniyle mükemmeli oynar veya herşeye evet der. Zamanla sesini çıkaran, ilgisi azalan, tepkisi keskinleşen durumlar bir değişim göstergesidir. Bu değişimler; ya ilişkinin verdiği güven, ya da düzelmeye ve umuda olan zayıflamadır. O halde bir taraf değişiyorsa (olumsuz manada) bunun nedenini öncelikle ilişkide ve kendi tavrımızda da aramalıyız. Değişti demek, kendinizi sıyırmanız demektir. Ortada bir aldatma yok ise değişim; ilişki nedenlidir. Yapılacak şey, bu değişim ve farklılaşmayı suçlama ve eleştirme olmadan karşıdakine yansımasını yapıp, “amacım suçlamak değil, nedenini bulmak” demektir. “Benden kaynaklanan bir durum var ise bunu bilirsem ne yapacağımı bilirim.'' diyebilmektir.
Bunun yanında her değişim sizi korkutmamalıdır. İlişkinin duygu düzeyi hiçbir zaman sabit kalmaz. İniş-çıkış sağlıklıdır. Ama önemli olan çok ani ve sürekli olmamasıdır. Evliliğin 1.yılındaki duygu durum düzeyi, 10.yılda farklı ton ve içerikte olabilir.
GÜÇ SAVAŞI
Güç savaşı son 5 yılda ülkemizdeki evlilik sorunlarının temelini oluşturmaktadır. Özellikle kadının güçlenmesi ve ekonomik - eğitim yetisinin artması ile evlilikte güçlü olma arayışını arttırmıştır. Buraya kadar herşey normal. Fakat sorun şu: güçlü olmaya çalışırken , hangi bölümde ön planda olması, hangi kısımda paralel veya geride durması gerektiği net değildir. Kontrolsüz bir güç şeklinde yürütülen evliliklerde, kişi her konuya dokunmak ister. Bu ise sınırları zorlar ve çatışma çıkar
Oysa güç ve baskın olma misyonuna sahip erkek/kadın; partneri güçlü olduğunda onunla savaşır, partneri pasif olduğunda ise onu hor görür ve gözünde düşer. Her iki durumda da evlilikte sorun yaşanır.
Güç savaşı yaşanan ilişkilerde, sınırlar çok sık aşılır. Sınırı aşan (baskın olmaya çalışan)kişi, herşeyi eleştirendir. Herşeye müdahale edendir. Genelde de tek taraflı düşünendir. Mesela, eşinin arkadaşlık ilişkilerini eleştirir, ailesini eleştirir, maddi konulara, yaşamsal sürece, evin dizaynına vs herşeye müdahale eder.
GÜÇ SAVAŞINDA ALGISAL ÇARPITMALAR
1. güç savaşı içindeki kişinin temel alt düşüncesi, değersizlik ve ciddiye alınmama(önemsizlik)tir.fakat, gerçek değil bir algılama bozukluğudur.
2. Güç savaşında eşlerin birbirine karşı güvensizlikleri vardır. Taraflardan biri; devamlı ezileceğini, sessiz kalırsa haksızlığa uğrayacağını, eşiyle farklılıklarını da eşinin üstünlüğü gibi görür.
3. Güç savaşında, önceden inanılmış düşünceler vardır. “taviz vermeme, hep tetikte olma, duyguları kontrol etme, eşinin destekçilerini uzak tutma gibi
4. Güç savaşında, önemli olan doğrunun uygulanması değil, kimin dediğinin uygulandığıdır.
5. Kendi acısını azaltmak için eşine acı çektirerek iyileşeceğini düşünmek
6. Eşi rakip takımdır. Rakip takımın diğer oyuncuları ise eşi ve ailesidir. Bazen de eşinin sosyal çevresidir.
7. Annem babamı ezdi. Sesimi çıkarmasam annem gibi ezilirim düşüncesi ve geçmiş yaşantısı
8. Ya da annem gibi baskın ve otoriter olmalıyım ( annenin büyütürken telkini veya rol modelliği)
9. Babam gibi pasif olmayacağım. Ya da “oğlum otoriteyi asla bırakma telkini
10. Gerçek erkek, evde her dediği olandır gibi yanlış algılar ve bakış açıları birer güç savaşı nedenidir. Eşlerin hep büyüme tarzları hem de modelleri güç savaşı yaşanan evliliklerin altındaki etmenlerdendir.
Güç savaşı , evlilikte genelde romantizm bittikten sonra kendini göstermeye başlar. Yani romantizm bu anlamda evliliğin koruyucusudur. Genelde tartışmalar başlamışsa romantizm azalmış veya bitmiştir. Güç savaşına giren kişi, romantizmin bitişini kabul eder ama sorunu eşine atar ve ona bağlar.
Güç savaşında kimin neyi ne kadar kontrol edeceği netliği yoktur. Eğer doğal bir paylaşım yok ise sınırlar aşılır,kontrol etmeye çalışan ve buna direnen veya karşı koyana bir çark oluşur. Biri elde etmek ve ele geçirmek adına devamlı savaş verip kavga ederken diğeri otoritesini kaybetmemek adına direnir, bazen hoşgörülü olarak karşılık verir. Fakat güç savaşına giren kişi elde edemedikçe hırçınlaşır, gücün kullanımı ile ilgili hep hata ve eksiklere odaklanır ve olay artık çözümden güç savaşına dönüşür.
Toplumumuz erkeğe daha çok yetki/ sorumluluk vermiş buna bağlı olarak daha çok güç atfetmiştir. Fakat erkek bu gücü hükmetmek ve baskı kurmak için değil idare etmek (yönetmek değil) için kullanmalıdır.
Kadın ise güç savaşında erkeği pasivize ederse, erkek fonksiyonlarını yitirir. Zaten kadın zamanla eşinin bir işe yaramadığı düşünüp eleştirmeye hatta terk etmeye çalışır. O halde, herşeye müdahale eden her zaman her yükü üstüne alır. Devretmek istediğinde ise iş işten geçmiştir.
Güç savaşı içindeki eş/partner, eşini güçsüz kılmak adına bazen onu,gücünü aldığı noktalardan koparmak ister.ailesinden, arkadaşlarından vs. bu ise yine; ”Senin ailen mi benim ailem mi en iyi” kavgasını başlatır. Bu tip yarış ve savaşların altında hep ilişkiyi istediği gibi yönetme ve yaşama isteği vardır.
ÇÖZÜM VE ÖNERİLER
1. İlişki-evliliğin başında çatışma konuları ve netleşmeyen karar konularında eşler birbiriyle görev-sorumluluk paylaşımı yapmalıdır.
2. Eşler, karar ve yetkileri devrettikleri konularda müfettiş rolünde değil, destek rolünde olmalı ve yıkıcı eleştiride bulunmamalıdır.
3. Hiç kimse gücü elinde tutmak İstediği noktayı, eşini-sevgilisini eleştirerek hedefine ulaşamamıştır. Bu neden eleştirerek değil, sakin ve uzlaşarak karar verilmelidir.
4. Evlilikte iki taraf birbirine jestler yapmalıdır. Eşinize, bazen sadece onun istediğinin olacağı kararlar konsunda fırsat verebilirsiniz.
5. Her konuda fikir beyan edip, sonra da bunun ciddiye alınmasın istemekten vazgeçmek ve bazen evliliği doğal akışına bırakmak gerekir.
6. Güç savaşı yaşanların genelde cinsel hayatında daha sık sorun yaşanır. Bu nedenle cinsel sorunların altında yaşanan güç savaşını bulup buna odaklanmak gerekir. Mesela kadın güç savaşına girdiyse eşine cinsel temasta bulunmaz ve izin vermez. Eş ise bunu gurur yapıp ona, sana muhtaç değilim (güçlüyüm) yaklaşımıyla talepkâr olmaz. Erkekte güç savaşı var ise kadın da cinsellikte aşırı pasif olur.
7. Eğer güç savaşı içinde iseniz, eşinizi (şeklen, tarz, sosyal ilişki, iş vs.) değiştirme girişimleriniz fazladır. Bu nedenle mümkün olduğunca uyum sağlaması ile değişmesi arasındaki çizgiyi kaybetmeden değişimi isteyin. Geriye kalan kısımda ise onu kabullenin, o haliyle sevin be yaşayın. Çok değişen, sonrasında bedelini ister.
8. Eğer birinin kazanması gerekiyorsa savaşa girmeyin ve tartışmayı o kazansın. Gergin olmayan (savaşsız) bir zamanda konuyu tekrar konuşun.
9. Sağlıklı evliliklerle eşler yanyana yürür, güç savaşı evliliklerinde ise eşlerden biri hep önde yürür veya öne geçmeye çalışır.
10. Yürütmek istediğiniz evlilik şekline göre değil, eşinizin yapısı ve toplumun yapısını da göz önüne alarak yürütün. Ülkemizde erkeğin konumu gereği bir adım önde olması, kadını güçsüz kılmaz aksine hayatını daha da pratikleştirir.
11. Elinizdeki ekonomik gücü veya diğer güçlerinizi evliliğe yansıtmayın. Ünvanınız, kazanç oranınız veya yeteneklerinizi, eşinize karşı kullanmayınız. Eşler, birine karşı kadın-erkek olarak durmalıdır.
12. Unutmayın; “güçlü olmalıyım.” düşüncesi güçsüzlüğün, bencilliğin ve hayata karşı güvensizliğin yansımasıdır. O nedenle kendi bakış açılarınızı evlilik sorunu olarak görmeyin. Bu sizin sorununuzdur. Bireysel destek alın.
13. Evlilikte kendinizi güçsüz hissediyorsanız, bunun kişisel algı mı evlilikteki konumdan mı kaynaklandığını bulmaya çalışın.
14. Güç savaşına giren kişi, isteklerine ulaşamadığında konuyu tekrar açmak ister. Bu SATAŞ-DİKKAT ÇEK tekniğidir. Bunun yerine en sakin ve en uygun zamanda, kazanmak amaçlı değil çözme amaçlı adım atın.
15. Eğer uzun süredir patinaj evliliği yaşıyorsanız bilin ki güç savaşı hastalığına yakalanmışsınız. Unutmayın bu yöntemler ile yıllardır sonuç alamıyorsanız “AYNI YÖTEMLERLE FARKLI SONUÇ ALAMAZSINIZ”.
Unutmayın, her sorunun çözümü vardır. Fakat çözüm hiçbir zaman tek tarafın çabasıyla mümkün olmayabilir. Evlilik tekne gibi olduğu için herkes kendi küreğini çekmelidir. Tek kürek ile o tekne sadece kendi etrafında döner.
SERHAT YABANCI
EVLİLİK-İLİŞKİ TERAPİSTİ
0505 540 09 77

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz için teşekkür ederiz.