11 Aralık 2010 Cumartesi

İlişki Yaşamaktan Korkmak

Ilişkide insan niye korkar?
Insanın ilişkide en çok hissettiği korkuların başında kaybetme korkusu geliyor.İlişkilerde insanın sevgilisini kaybetme korkusu yaşaması normaldir.Ancak tabii ki bu korkunun da bir derecesi olmalıdır.Seven, aşık olan kişi belirli bir düzeyde bu korkuyu yaşar.


Örneğin; bir kişi düşünün ki, sevgilisini gün boyunca arayıp sormuyor,merak etmiyor, onun için hiç önemli diil, nerede olduğunu bile bilmiyor..bunlar ancak kaybetmekten korkmayan bir insanın yapabileceği davranışlardır.Çünkü bu şekilde davrandığında ilişki yaşadığı insanın ondan soğuma ve onu terketme riskini göze almış demektir.Dolayısıyla, kaybetme korkusu olmayan bir insan için, ilişki yaşadığı kişiyi yokmuş gibi sayan ve ona değer vermeyen biri olarak düşünebiliriz..


Böyle biriyle ilişki yaşayan kişi ise, her an o ilişkinin bitebileceğini bilmelidir.Çünkü bu tarz ilişkiler sağlam zemine kurulu ilişkiler değildir.Tam tersi her an yakılmak üzere olan harabe binalar benzerler..Sonunda en ufak bir darbede yıkılırlar.


Bu açıdan bakacak olursak daha çok üzülmemek adına, bu tür ilişkileri yürütmek için çaba sarfetmek yerine, bitirmenin daha doğru olduğu kanaatindeyim.


Yukarıda belirttiğim gibi, evet seven insan kaybetmekten korkar, ancak bu korkunun belirli bir düzeyde, ilişkiyi zedelemeyecek şekilde olması önemlidir.Kaybetmekten korkmak o kişiyi sevdiğinizi gösterir, bu korkunun aşırı olması ise aşkın sonunu getirir..


Çünkü her seferinde “ya onu kaybedersem..” kaygısıyla ilişkiye adapte olamaz ve o ilişkinin tadına varamazsınız.Bu tip yersiz endişe ve korkular ilişkileri sonunda bitme noktasına getirir.Dolayısıyla aslında ortada sorun yokken ilişkinin sonunu kaygılarınızla getirmiş olursunuz.


Peki ya ilişkide insan başka neden korkuyor? Herşeyden korkuyor aslında..Sevmekten korkuyor, sevilmekten korkuyor, aldatılmaktan korkuyor, kaybetmekten korkuyor, değer görememekten korkuyor..Hatta bu sebeplerle duygularını yeterince ifade bile edemiyor..


“ya beni sevmiyorsa..”
“ya beni aldatıyorsa..”
“ya terkederse..”
gibi düşünceler asılsız düşünceler olup, sadece kaygıdan ibarettir.


Bu konularda kanıtın yoksa (ki olmadığına eminim) bunları düşünmek sadece seni ve ilişkini yıpratır.


Bu kaygılar kişide özgüven eksikliğinin bir göstergesidir.Kişi belki de egosunun sarsılacağını düşünüyor olabilir.Halbuki özgüveni tam olan bir insan düşüncelerinde bu tip kaygılar barındırmaz ve ilişkisini doya doya yaşar.


Geçmişte yaşanılan bir takım olaylar da bu korku ve kaygıların tetikleyicisi olabilmektedir.


Halbuki geçmiş geçmişte kalmıştır.Aynı olayların tekrar yaşanacağı düşüncesi sadece bir kaygıdır.Bu olayların tekrar edeceğine dair kanıtımız olmadığına göre, bu düşüncelerden kurtulup geçmişi kabullenmek ve ona takılıp kalmamak, önümüzde yaşayacağımız güzel yıllara bakmak önemlidir.


Hem geçmişte bizi üzen insanlarla, şimdi karşımıza çıkan insanları aynı kefeye koymak haksızlık değil midir? Belki de bu yargısız infazlardan dolayı karşımıza çıkan pek çok fırsatı kaçırıyoruz.Böylece yalnız kalıyoruz.Korkularımızla hayatın anlamını çıkaramadan yaşayıp gidiyoruz..



Hatta daha ilişkiye başlamadan korkanlar bile var..Neden korkuyor peki? Kendince yenilmekten korkuyor, reddedilmekten korkuyor, acı çekmekten korkuyor, aldatılmaktan korkuyor, partnerinin ikiyüzlü, çıkarcı olmasından korkuyor.Korkuyor da korkuyor..Peki neden bu kadar korkak oldu bu insanlar? Niye bir insanla ilişkiye başlamak bu kadar zor oldu? Sebep geçmiş mi yoksa yani yaşanmışlar mı?


Ozaman şu soruların cevabını arayalım mı?


1-Geçmişte yaşananlar geçmişte kalmadı mı? tekrar aynı şeyleri yaşayacağının kanıtı var mı?
Evet geçmişte yaşananlar geçmişte kaldı..Bir daha da aynı olayları yaşayacağımıza dair en ufak bir kanıt bile yok..yani böyle birşey olacağını bilmiyoruz..ozaman neden panik olalım?
Geçmişte yaşananları kabullenmek ve onlardan ders çıkartarak yolumuza durmadan devam etmek en doğrusu değil midir?


Geçmişin yolunu kesmesine, seni durdurmasına izin vermemelisin..aslında geçmişte yaşadıklarımızın hepsi birer deneyim bizim için..işte bu nedenle, yaşadıklarından ders çıkartmaya ve hatalarını tekrar yapmamaya özen göstermen ama bunu yaparken de takılıp kalmadan, hızla ilerleyerek yapman senin için en iyisi olmaz mı? Geçmişte yaşananları geri getiremeyeceğine göre, onlara takılıp kalman ve bu yüzden korkup kaçman sadece zaman kaybı ve sinir bozukluğu yaratmaz mı?


2-Geçmişte seni herhangi bir sebeple üzen kişiyle, şimdi ilişkiye başlamayı düşündüğün kişi aynı kişi mi?
Hayır değil.Kesinlikle değil hem de.. Bunu sen de gayet iyi biliyorsun.Nasıl herkesin parmak izi farklıysa, herkesin karakteri, yapısı da o şekilde birbirinden farklı.Dolayısıyla yine endişelenecek bir durum yok..


3-Korkarak ve ilişkiden kaçarak olumlu bir sonuç elde edecek misin?
Hayır olumlu bir sonuç elde edemeyeceksin maalesef..Çünkü sen kaçtıkça hoşlandığın kişi belki de senden umudunu kesmeye başlıyacak..Belki de onunla dalga geçtiğini ya da hatta gizlediğin birşeyler olduğunu bile düşünecek..Böyle düşünmesini ister misin?


4-Korkun reddedilmekse, reddedileceğini nerden biliyorsun?
Reddedileceğinin bir kanıtı var mı? Yok..Eğer o kişinin ilgisini bir şekilde farkettiysen, neden seni reddedeceğini düşünüyosun? Belki de senden bir adım bekliyor..belki o da senden çekiniyor..ya da ilgin olduğunu anlayamadı belki..ayrıca diyelim ki senin hoşlandığın kişi senden hoşlanmıyor, bu hiç bir zaman hoşlanmayacağı anlamına gelmiyor ki..belki de seni tanıdıkça sevmeye başlayacak ama sen bu olasılığı da korkup kaçtığın için bitirmiş oluyorsun..


5-Hoşlandığın kişiyle aranda bir yakınlaşma veya ilişkiye başlama durumu olmadığı sürece o kişinin senden umudunu kesip, başkasıyla görüşme olasılığı yok mu? Sırf korkuyorsun diye onu kaybetmeyi göze alabiliyor musun?
Evet senden umudunu kesecek belki ve sonuçta karşısına elbet başka biri çıkacak.. o da senden ümidini kestiği için karşısına çıkan diğer kişiyle görüşecek belki..ama sen bunu göze alabiliyosan, “onu kaybetmek benim için önemli değil; biri gider, diğeri gelir” vb. düşüncelerin varsa sen zaten o kişiye pek değer vermiyorsun demektir ki bu durumda zaten o kişiye yakınlık göstermemen onun açısından daha iyidir..


Soruları kendimce cevapladım..
Bu yanıtlardan yola çıkarak kısaca belirtmek gerekirse,
Asılsız olan bu düşüncelerimizden kurtulmamız en doğrusudur.Çünkü herkes aynı değildir.Aynı olması mümkün değildir.Bu olumsuz düşünceler sadece yük olur ve sen korkar kaçarsın..
Peki aşk cesaret gerektirmez mi? Korkarsan bak gör, aşk da kaçar gider..Çünkü korku öldürür aşkı..İşte o yüzden aşıksan cesur olacaksın..Aşkını coşkuyla yaşayacaksın..Şimdi ver kararını..

Aşk mı? yalnızlık mı?
Cesaret mi? korkaklık mı?
Kararını vermeden önce William Shakespeare’nin bir şiirini yazıyorum, onu okuman belki kararını vermende yardımcı olabilir :
Korkuyor
Insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendizini sevilmeye layık görmediği için..
Düşünmekten korkuyor,sorumluluk getireceği için..
Konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için..
Duygularını ifade etmekten korkuyor,reddedilmekten korktuğu için..
Yaşlanmaktan korkuyor,gençliğinin kıymetini bilmediği için..
Unutulmaktan korkuyor,dünyaya iyi bir şey vermediği için..
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için..
Belki..
Nasıl birşeydir bu insanı korkar hale getirmek?
Duygularından korkar mı insan?
Korkuyor işte..
Neden korkmuyor ki zaten insan?
Sevmekten korkuyor..
Kaybetmekten korkuyor..
Değer görememekten korkuyor..
Böyle hayatın anlamını çıkaramadan yaşıyor insan..
Ne güzel olurdu aslında korkmasa..
Geçmişte yaşadıkları bu kadar ürkütmese onu..
Belki bir gün izin vermez buna insan..
Belki bir gün kabullenir geçmişini..
Takılıp kalmaz ona,ilerler coşkuyla..
Belki de bir gün olur..
Kim bilir..
Korkma
Korkma,
Korkmak kaçmayı getirir..
Peki ya kaçmak, sence marifet midir?
Marifet yürekli olmakta..
Yürekli olmak aşkı getirir sana..
Ve aşk sevmez korkuyu..
Çünkü korku öldürür aşkı..
Oyüzden korkma diyorum sana, öldürme aşkı..
Bırak da aşk sarsın seni, iliklerinde hisset aşkı..
Aşk içinde şimdi bak,yalnızlık korkaklara kaldı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz için teşekkür ederiz.